Feminist Bellek sitesinde yayınlanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun yazısını paylaşıyoruz.
***
2010 yılında Münevver Karabulut cinayetinin ardından kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu,[1] ismini hedefinden aldı. O dönemin kadın kurtuluş mücadelesi değerlendirildiğinde kadın cinayetlerinin, kadınların yaşadığı sorunların en başında geldiği tespiti yapıldı. Sorunun çözümünü de yine kadınların sağlayacağını vurgulamak için öznesi “biz kadınlar” olarak tercih edildi. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” ismi sorunun tespitini, hedefini ve bu hedefi gerçekleştirecek özneyi bir arada anlatan etkili bir mücadele örgütüne dönüştü. 2010 yılında çok sayıda kadın ve LGBTİQ+ örgütünün katılımıyla “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu” kuruldu. İlk yürüyüşünü 2010 yılının Ağustos ayında İstanbul’da gerçekleştirdi. Platform 2012 yılında dernekleşti. Öldürülen kadınların yakınları ve şiddete uğrayan kadınlar derneğin kurucuları arasında yer aldı.
Platform, kadın cinayetlerinin boyutlarını ve sebebini görebilmek, seyrini analiz edebilmek için her yıl bakanlıklara bilgi edinme hakkı kapsamında kadın cinayetleri verisini sordu. “Böyle bir veri yok” yanıtının alındığı 2010 yılından itibaren kadın cinayetleri verilerini raporluyoruz.[2] Raporlar kamuoyuna yansıyan haberlerle ve öldürülen kadınların yakınlarının doğrudan platforma ulaşmasıyla derlenen verilerden oluşuyor. “Femicide (kadın cinayeti)” kavramına göre raporlanan verileri analiz ediyor, kamuoyuyla her ay paylaşıyoruz. Kaza ve intihar süsü verilen cinayetlerin artması üzerine 2018 yılından itibaren şüpheli kadın ölümü verilerini de ayrıca raporluyoruz.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu aşk, töre, cinnet, kıskançlık diye basında yer alan ve kamuoyunda öyle bilinen cinayetlerin birer “kadın cinayeti” olduğunu anlatmaya çalıştı. İlk yıllarda her hafta, daha sonra her ay süreklileşen yürüyüşler gerçekleştirdi. Kadınların kim tarafından hangi bahanelerle öldürüldüğünü tüm topluma anlatmaya çalıştı. Sorumluları göreve çağırdı, konunun muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Nerede bir kadın cinayeti işlense ellerinde karanfiller ve öldürülen kadınların gülen yüzlerinin yer aldığı fotoğraflarıyla orada olmaya, hangi il olursa olsun o ile gitmeye gayret gösterdi. Kadınların öldürüldüğü yerlerden adalet mücadelesini başlattıkları “Sahip çıkıyoruz” eylemleri yaptı.
Bugüne kadarki tüm deneyim ve mücadeleler sonucu toplumsal ilişkiler değişiyor, modernleşiyor. Tüm bu değişimlerin sonucunda kadınlar da her geçen gün daha fazla sorguluyor, kendi hayatlarına kararlarıyla yön vermek istiyor. Kadınlar boşanmak, çalışmak, eğitim almak, bir erkeği reddetmek, barışma teklifini kabul etmemek, bağımsız ve dilediği gibi yaşamak istediğinde erkekler tarafından şiddete uğruyor. Şiddetin son aşaması olarak kadınlar kadın oldukları için erkekler tarafından öldürülüyor. Her bir kadın yaşı, dili, dini, ırkı, sosyo-ekonomik durumu veya yaşadığı yer fark etmeksizin aynı hakları kullanabilmeli. Platform, bu hakların tüm kadınlar tarafından kullanılabilmesi için, kamusal yaptırımların şart olduğunu savundu. Bunun için platform, kadınların başta hayattayken korunmalarını sağlamak üzere kamu otoritesinin kadınların yanında yer alması gerektiğini ifade etti. Kamusal kaynakların toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle dağılması için mücadele etti. Bunu sağlamak üzere platform, 2012 yılında kabul edilen 6284 sayılı Kanun’un hazırlık sürecinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve kadın örgütleriyle birlikte aktif yer aldı. 2013 yılında kadın cinayeti davalarındaki ayrımcı indirimlerin düzenlenmesiyle ilgili TCK tadil önerisini TBMM’ye sundu. Bu öneri Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin ardından “Özgecan Yasası” olarak anıldı. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve şiddetten uzak bir hayat için İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmaya çalıştı. Bütünsel bir yaklaşımla ancak kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik her türlü şiddetin sonlandırılabileceğini savunan platform, mücadelesine de bu doğrultuda devam etti.
Platform dava takiplerine[3] Münevver Karabulut davasıyla başladı. 2016 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak mücadele alanlarını genişletti.[4] Şu anda kadına ve LGBTİQ+’ya yönelik her türlü şiddet ve çocuk istismarı davalarını da sistematik olarak takip ediyoruz. Gerçek adaletin yerini bulması için “kıskançlık”, “aşırı sevgi”, “gelecek”, “kravat” gibi ayrımcı indirimlerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Pek çok davada “müdahillik” talebimiz kabul edildi. Öldürülen kadınların yakınları ve şiddete uğrayan kadınlarla birlikte yürütüyoruz adalet mücadelesini. Kamuoyu oluşturuyor, hukuki destek sağlıyoruz. Mahkemelerde emsal kararların çıkmasını sağlıyoruz. Bununla birlikte Platform, 2010 yılında kaza diye üzeri örtülmeye çalışılan Esin Güneş’in ölümünün cinayet olduğu gerçeğini açığa çıkarmaya katkı sağladı. Bunun gibi birçok şüpheli kadın ölümü davasında da gerçeğin açığa çıkarılmasını sağladık, halen daha bunun için mücadele ediyoruz.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2017 yılında kadınların kıyafetleri bahanesiyle, şort giydikleri için sıkça saldırıya uğramaları üzerine “Kıyafetime Karışma” yürüyüşünün çağrısını yaptı. Bu yürüyüşün ardından gerçekleşen kadın forumunda Kadın Meclisi kurma kararı alındı. Kadın Meclislerinin[5] kuruluşunda 2013 yılındaki Gezi Direnişinin ve Gezi sonrası Park Forumları deneyiminin katkısı büyüktür. Kadın Meclislerinde herkes eşit söz hakkına sahiptir ve birey hukuku geçerlidir. Meclislere birbirinden farklı dünya görüşlerinden, farklı yaş kuşağından ve farklı kesimlerden kadınlar katılır. Hep beraber kadınlar gündemlerini belirler, tartışır, karar alır ve uygular. Esas karar organı Meclis toplantılarıdır.
Kadın Meclisleri şimdilik ülkenin 72 ilinde örgütlü. Ayrıca Almanya Kadın Meclisleri ve Kıbrıs Kadın Meclisleri de var. Kadınlara bulunduğu her yerde Meclis kurma çağrımız var. Farklı toplumsal kategorilerden kadınların kendi özgül sorunlarına karşı kendi siyasetlerini ürettikleri ayrı Meclis örgütlenmeleri var. Lise Kadın Meclisleri,[6] Üniversite Kadın Meclisleri,[7] İşçi Kadın Meclisleri[8] var. Kadın Meclisleri içerisinde yer alan LBTİQ+ kadınlar aynı zamanda LGBTİQ+ Meclislerinin[9] kuruluşunda da aktif yer almıştır.
Bizler Kadın Meclisleriyle dünyada karşı karşıya olduğumuz devasa sorunlar olduğunu ve bu sorunların birbiriyle bütünsellik arz ettiğini ileri sürüyoruz. Bu yüzden mücadelemiz için de benzer bir bütünsellik kuruyoruz. Kadın Meclisleri olarak kadınların gerçek kurtuluşunun yolunun tüm eşitsizliklere karşı olmaktan geçtiğini ifade ediyoruz. Eşitsizliğin kaynağını heteropatriyarkal kapitalist düzen olarak tanımlıyoruz. Eşitlikçi feminist[10] bir mücadele yürütmeyi benimsiyoruz. Bu doğrultuda yazılarımızı ve analizlerimizi okuyabileceğiniz www.esitlikcifeminizm.org sitesi ve çeşitli programlarımızı izleyebileceğiniz “Yaşasın Kadınlar” YouTube kanalımız vardır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, bir “kampanya örgütlenmesi” ya da “ağ” değildir. Politik sürekliliği olan ve organlı işleyişi olan bir demokratik kitle örgütüdür. Bu şekilde eşit, demokratik, katılımcı ve ülke çapında yaygınlaşan bir mücadeleyi var etmeyi hedefler.
Meclisler olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve LGBTİQ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı sonlandırmak için örgütlü ve politik mücadele ediyoruz. Veri raporlama, dava takibi, kitlesel protestolar ve refleks eylemler yapmakla birlikte eğitim çalışmaları, seminerler, basın açıklamaları ve çeşitli muhataplık görüşmeleri de yapıyoruz. İmza geri çekilmiş olsa da İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğini uygulatmaya ve 6284 sayılı kanunun eksiksiz uygulanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda haklarımızı içeren bilgilendirici dokümanlar hazırlayıp her bir kadına ulaşması için dağıtımlar yapıyoruz. Çocuk istismarının önlenebilir olduğunu anlatan Meclislerle, aynı zamanda Lanzarote Sözleşmesi’nin uygulanması mücadelesini de yürütüyoruz.
Kadın Meclisleri olarak farklı kolektif oluşumlarla birlikte de çoğulculuk zemininde ittifak ilişkileri kuruyoruz. Eşitlik İçin Kadın Platformu içerisinde yer alıyoruz. Bizler, neoliberalizmin bireylerin kendisini kurtarması önerisi karşısında kolektif mücadele için kadınlara “Asla yalnız yürümeyeceksin” diyoruz.
Platform, 02129124243 telefon hattı ve 05050041198 WatsApp hattı üzerinden 7/24 başvuru karşılar. Basın, sosyal medya, çeviri komitelerimiz de diğer komitelerimizle birlikte koordineli hareket ediyor. Siz de istediğinizde bize bu hatlardan ulaşabilirsiniz.
[1] http://www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net/
[2] http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/kategori/veriler [
3] https://twitter.com/kadindavalar
[4] http://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/aciklamalar/2703/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-genel-yurutme-sonuc-bildirgesi
[5] https://twitter.com/kadinmeclisleri
[6] https://twitter.com/LiseKad
[7] https://twitter.com/unikadinmeclisi
[8] https://twitter.com/Iscikadinmeclis
[9] https://twitter.com/LGBTiQMeclisi
[10] http://esitlikcifeminizm.org/AboutUs.aspx