#LasTesis, Kadınların Eşitlik Mücadelesi Yargılanamadı

 Dünyanın her kıtasında her ülkeden kadınların direnişiyle elden ele yayılan bir bayrak gibi dalgalanan LasTesis’e bir tek Türkiye’de saldırı ve gözaltı oldu. İstanbul’da açılan davada yargılanan 6 arkadaşımız beraat etti. İzmir’de ise dava halen sürüyor. “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” ve “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” sloganı atmanın suç unsuru sayıldığı yargılama süreçlerine kadınlar ne diyor? Gelin sürece hep birlikte bakalım.

LasTesis ilk olarak Şili’de başladı. Şiddet failini, katilleri, tecavüzcüyü koruyan kurumları tek tek sayarak, dünyanın dört bir yanında kadınların maruz bırakıldığı bu şiddete tüm kurumların nasıl ortak olduğunu işaret eden Şilili kadınlara dünyanın her kıtasından kadınlar katıldı. LasTesis tüm dünyada gerçekleştirilen sadece performans değil, cezasızlığa karşı bir mücadeleydi. Şiddetsiz ve eşit yaşayabileceğimiz bir dünyayı inşa etmek için kadınlar meydanlara buluştular.

Bizler çok iyi biliyoruz ki en az şiddet faili kadar suçlu o koltuklarda oturup görevini yapmayan kurumlar ve kişiler. Kim peki bu kişiler? 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu uygulamayanlar, İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmalı hale getirip bir gecede imza çekenler, korunmak için kapısına geldiği zaman kadınları geri çevirenler suçlu. Bu sebeple LasTesis’te kadınlar tek bir ağızdan “Tecavüzcü sensin, öldüren sensin, polisler, hakimler, devlet ve başkan…” diyerek suçluları işaret etti.

Peki Türkiye’de LasTesis’in yansıması nasıl oldu? İlk olarak 8 Aralık 2019 Pazar günü yüzlerce kadın Kadıköy vapur iskelesinde bir araya geldi. Kadınlar her an şiddet tehdidi altında yaşamanın dayatılması karşısında İstanbul’un dışında Konya’dan İzmir’e birçok ilde LasTesis performansını gerçekleştirdi. Kıbrıs, Almanya ve Fransa’da da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri’nden kadınlar Lastesis bayrağını ülkelerinde de dalgalandırmaya devam ettiler. Kadınlar “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” diye belirtilen anayasa maddesi kapsamında meydanlardayken hukuksuz bir şekilde müdahalede bulunup yargısal süreçlerle yıpratılmaya çalışıldı. Bu nedenle “Anayasayı, yasayı, İstanbul Sözleşmesini uygula” diyoruz.

Kadıköy’deki LasTesis’e polisin sert müdahalesi oldu. Bunun akabinde de ablukaya alarak dağılmalarına imkan sağlamadıkları kadınlar arasından 6 arkadaşımızı ters kelepçe ile gözaltına aldılar. Adliye adliye, meydan meydan kadınlar için mücadele eden arkadaşlarımızı ters kelepçe ile gözaltına alan polisin, 17 yaşındaki Helin Palandöken’i pompalı tüfekle öldüren Mustafa Yetgin’i elini kolunu sallayarak karakola götürdüğü görüntüleri unutmadık. Kadınlara şiddet uygulandığı zaman o erkeklerin sırtını sıvazlayanlar, kadın mücadelesi veren arkadaşlarımıza ters kelepçe yaparak gözaltı yaptılar.

Kadıköy’de 6 kadını gözaltına almak için yüzlerce polisin olduğunu hepimiz gözlerimizle gördük. Peki yetkililer gücünü kadın cinayetlerini durdurmak için neden kullanmıyor? Neden kadınlar çantalarında koruma kararları oldu halde öldürülüyor? İşte tam da bu sebeple bir an olsun vazgeçmeyeceğiz, durmayacağız ve görevini savsaklayanlara “kadınları değil katilleri durdurun” demeye devam edeceğiz.

LasTesis’e polis saldırısının ardından Süleyman Soylu bir açıklamada bulundu: “Polisin yüzüne bakıp ‘katil, tecavüzcü’ demek doğru değil. Hiçbir devlet buna müsaade etmez. Burada marjinal gruplar vardı.” Katilin “kolay hedef” dediği Ceren Özdemir mi marjinal yoksa çocuğunun yanında “ölmek istemiyorum” çığlıklarını unutamadığımız Emine Bulut mu? Ceren, Emine ve daha nice kadın için LasTesis’te tek bir ağızdan “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” diyen kadınlar mı marjinal? Bu sorunun cevabını tabii ki veremiyorlar. Bizler biliyoruz ki kadınların haksızlıklara, eşitsizliklere, şiddete ve cinayetlere ses çıkarmalarına tahammülleri yok. Ancak kadınlar sonuna kadar kimlerin sorumlu olduğunu anlatacak ve sorumluların her birinden hesap sormak için mücadele etmeye devam edecek.

Bugüne kadar kadınların davaları için geldiğimiz adliye salonlarında bu sefer yargılanan arkadaşlarımız için geldik. Kadın katilleri ve şiddet faillerine işletilmeyen hukuki süreçleri, kadın cinayetlerini durdurmak için mücadele edenlere karşı işletenlere rağmen kadınlar bir an olsun yılmadı ve mücadeleye devam etti.

10 Haziran 2021 tarihinde 4. celse sonunda LasTesis performansı sırasında gözaltına alınarak yargılanan 6 mücadele arkadaşımız beraat etti. Anayasal haklarını kullanan 6 kadına önce hukuksuz şekilde ters kelepçe yaparak gözaltına alan ve yargılama sürecinden geçirenler bilsin ki haklı mücadelemiz yargılanamaz.

LasTesis İstanbul davasında sanık olarak yargılananlar arasında yer alan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Fidan Ataselim’in adliye önünde söylediği gibi:
“Biz o salonlarda müdahil olarak oturanlarız, bizler bu adliyeleri dolduranlarız kadınların yanında, bir kadın şiddete uğradığında onun yanında olanlarız biz kadınlar. Bakanlıktan çok kadınlar bize başvuruyor bunun farkında mısınız? Bakanlara güvenmiyor bu toplum, bize güveniyor. Biz bunları yapmak zorunda kalmasaydık da sizler kadınları güçlendirecek politikalar yapsaydınız, kadın düşmanı yapıyorsunuz hala daha. Bunları yapmak zorunda kalmasaydık da sizler o ilk imzacısı olmakla övündüğünüz İstanbul Sözleşmesi’nin her bir maddesinin uygulanmasıyla ilgili etkin bir süreç işletseydiniz. Siz yapamıyorsanız inin. Biz kadınları yaşatırız.”

Bu ülkede kadınlar kendi hayatlarına dair karar vermek istedikleri için öldürülüyor. Dik duran, direnen kadınlar her yerde olacak. Yaşasın örgütlü mücadelemiz!