Eşitlik İçin Kadın Platformu'nun 1 Temmuz açıklamasını paylaşıyoruz.
***
Bir yıl önce bugün “İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye bakımından feshedildiğine” dair hukuksuz kararın yürürlük tarihiydi. Hukuksuz bir kararın yürürlük tarihi olmaz. Daha ötesi; İstanbul Sözleşmesi kadınların canları, özgürlükleri hakkında olup, Sözleşme’nin her bir cümlesi kadınlara Emine Bulut’un kızının “Anne lütfen ölme!” çığlığını, Pınar Gültekin’in katledilişini, Gülistan Doku’nun bulunmayışını hatırlatırken hiçbir güç bu cümleleri gündemden kaldıramaz, kadınların aklından ve gönlünden silemez. Kısacası kadınların İstanbul Sözleşmesi’nden VAZGEÇMESİ mümkün değil.
İstanbul Sözleşmesi’nin “nas olmadığı”, Sözleşme’den çıkılabileceği dile getirildikten ve 19 Mart 2021 Cuma gecesi tek cümlelik bir kararla Türkiye’nin imzasının çekildiğinin ilan edilmesinden bu yana, kaç potansiyel katilin cesaret bulduğunu, kaç kadının bu cesaretle hayattan koparıldığını ya da sakat bırakıldığını bilmemiz olanaksız. Ama “İstanbul Sözleşmesi, yaşam ve özgürlük meselesidir” demek için mahkeme salonlarında duyduklarımız yeterli. Pınar Gültekin’in katili “İyi ki İstanbul Sözleşmesi iptal edildi” derken hayati bir gerçeği itiraf etmiş; “Kadın cinayetleri politiktir” demişti aslında. Katilin bu cümlesi, bir siyasi kararın canlara nasıl mal olduğunu göstermektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararının yargılandığı Danıştay’da, 28 Nisan’da başlayıp 23 Haziran’da sonuncusu yapılan dört duruşmada bu gerçeğin altı defalarca çizildi, sayısız örnekler verildi, hem hukuk diliyle hem de can havlinin olağan diliyle anlatıldı. İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz ve kamu yararı içermeyen çekilme kararının iptali hakkında karar verecek olan Danıştay yargıçlarına bir kez daha bu vesile ile sesleniyoruz; kadın cinayetleri politiktir! Vereceğiniz karar kadınların can güvenliği hakkındadır. Tüm canlıların hayatta kalma becerisini doğuştan bildikleri ve asla unutmadıklarını hatırlayınız. İstanbul Sözleşmesi de kadınların ve cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılan herkesin hayatta kalma bilgisidir. Sözleşme’den VAZGEÇMEYECEĞİZ ve vereceğiniz kararı asla UNUTMAYACAĞIZ! Sözleşme’den çekilme kararının iptal edilmesi hukukun üstünlüğü için de hayat memat meselesidir.
EŞİK Platformu olarak Sözleşmeden çekilme kararının hemen ardından yaptığımız 20 Mart 2021 tarihli açıklamamızda “Milletin iradesiyle Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Mecliste yasa ile kabul edilen ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca yasaları bile yürürlükten kaldırma özelliği olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerden tek kişilik kararlar ile çıkılamaz. Böylesi bir girişim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi tüm uluslararası sözleşmelerin ve bu sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan haklarının tek kişinin keyfine bırakılması anlamına gelmektedir. Daha da vahimi, hukuk devletinin tamamen ortadan kaldırılması, Meclis’in ve demokrasinin tamamen tasfiyesi anlamına gelmektedir”demiştik.
220’den fazla kadın, kadın örgütü, siyasi parti, sendika, meslek örgütleri ve barolardan hukukun üstünlüğünde ısrar edenler olarak; kimimiz duruşma salonunun davacı koltuğundan, kimimiz dinleyici koltuğundan, kimiz sokaktan ve binlercemiz medyadan, milyonların geleceğini ilgilendiren benzer cümleleri defalarca ifade ettik.
Sözleşme’den çekilme kararının iptali hepimiz için HUKUK GÜVENLİĞİ ve Türkiye için HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ meselesidir. Bu hukuksuz çekilme işlemini iptal etmenizi, iptal edilmeyecekse davaların söz konusu işlem Anayasa’ya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi davaları duruşma süreci gösteriyor ki, biz kadınlar ve LGBT+’lar, daha da güçlenerek İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz ve asla vazgeçmiyoruz.
#İstanbulSözleşmesindenVazgeçmiyoruz
#TarihiSorumlulukDANIŞTAYDA
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK)