Umutsuzluğu Yıkalım, Mücadeleyi Büyütelim

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan Göksenil Feyza Çanoğlu, evinin önünde tenteye asılı bir biçimde ölü bulundu. Arkadaşları basına verdikleri röportajda doğum gününde işten çıkarıldığı için bunalıma girdiğini, bu yüzden intihar ettiğini söylediler. İşsizlik, yoksulluk, şiddet ve varlığını sürdüren eşitsizlikler, yaşamaya dair umudumuzu yitirmemize sebep olabiliyor.

Göksenil’in intiharı halkın yaşadıklarının, eşitsizliklerin artık can alıcı noktaya geldiğinin göstergesi. TÜİK’in 2021 Kasım ayı verilerine göre kadın işsizlik oranı %14,5. Yine kasım ayı verilerine göre işgücüne katılma oranı erkeklerde %71,3 iken kadınlarda %34.1. Kadınların işgücüne katılma oranı, erkeklerin katılma oranının yarısı kadar. TÜİK verilerinde bile kadınların işgücüne katılım oranının azlığı somut durumu bir nebze de olsa gösteriyor aslında. Türkiye kadınların işgücüne katılım konusunda büyük zorluklar yaşadığı bir ülke. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin her gün perçinlenmesi, siyasi iktidarın kadınların işgücüne katılımı konusunda ön açıcı politikalar üretmemesi kadınları bir kıskacın içerisine sokuyor. Çalışmak isterlerse iş bulma konusunda sorun yaşıyorlar, iş bulsalar bile sadece belli meslek gruplarında çalışabiliyorlar. Bugünkü ekonomik kriz koşullarında patron işten çıkarmaya gideceği zaman ilk işten çıkarılacak olan kadınlar, işsiz kalma korkusuyla da yaşıyorlar. Aynı zamanda TÜİK’in işsizlik rakamlarını düşük gösterebilmek için, milyonlarca kadını işgücü olarak bile saymaması, “ev işiyle meşgul” diyerek işsizlik verilerinin içerisine dahil etmemesi de aslında kadın işsizlik oranının bu veriden çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Türkiye’de ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar şiddetle karşı karşıya kaldıklarında şiddetle başa çıkma konusunda zorluk yaşıyor. Aynı zamanda ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar boşanmak istedikleri zaman daha tereddütlü yaklaşıyor. İşte tüm bu yaşananların önüne geçmek için yetkililerin görevi kadınların işgücüne katılımı konusunda politika üretmeleri, var olan mekanizmaların etkin çalışmalarını sağlamaktır.

Türkiye sadece kadınların işsiz olduğu değil, milyonlarca işsizin olduğu bir ülke. Yine TÜİK Kasım ayı 2021 verilerine göre ülkede işsizlik oranı %11,2. Genç nüfusta ise bu oran %22,3 seyirlerinde. TÜİK verilerinin ne kadar güvenilir olduğu tartışmalı lakin TÜİK verileri çarpıtmaya kalksa bile işsizlik üzeri örtülemeyecek kadar büyük bir gerçek. Milyonlarca üniversite öğrencisi mezun olduktan sonra nasıl iş bulacağının derdinde. Mezun olanlar ellerinde diploma ile kapı kapı iş arar pozisyonda. İş bulabilenlerin çoğu okudukları bölümle alakası olmayan işyerlerinde çalışır durumda. Somut durum böyle olduğu için işsizlik toplumu umutsuzluğa, geleceksizliğe sürüklüyor. Şu an ekonomik kriz içerisindeyiz. Üst üste gelen zamlarla birlikte en temel ihtiyaçlara bile ulaşım zorlaştı. 2021 yılının asgari ücreti bir evin kira parası kadardı ve geçinmek için yetmiyordu. 2022 yılında asgari ücrete %50’ye yakın bir artışla zam yapıldı ama en temel ihtiyaçlara gelen zamlarla birlikte bu ücret de geçinmeye yetmiyor. Emekçilerin aldıkları maaş geçinmeye yetmezken, bir de işsiz kalma korkusu işçileri büyük bir huzursuzluğa sürüklüyor. Hatırlarsınız 2021 yılının asgari ücreti açıklandığı zaman “ya işten çıkarırlarsa” diyen onlarca emekçi vardı. Patronların hiç çekinmeden kendi karı için az işçiyle, uzun çalışma saatleri formatına geçebileceğini bundan dolayı da onlarca işçiyi işten çıkarmaya gocunmayacağını da biliyoruz. Devletin bunları denetlemekle yükümlü olan mekanizmaları patronlardan yana tutum alıp işçileri görmezden geldiği için emekçiler işten çıkarıldıkları zaman çaresizlikle ve umutsuzlukla baş başa kalabiliyorlar. Ama tüm bunların karşısında şöylede bir gerçeklik var; işten çıkarıldıkları için mücadele eden işçilerin birçok soruna karşı mücadele edip umutları yeniden filizlendirmesi.

Yaşananlardan dolayı insanların umudunun kaybetmesiyle hayatına son vermesi üzücü ve öfkelendirici. Hetero-patriyarkal kapitalist düzen birçok eşitsizlik üretip varlığını sürdürmeye devam ediyor. Ama bunun karşısında eşitsizliği yaşayan öznenin söz,yetki, karar hakkının olduğu farklı alanlarda mücadele örgütlerinin var edilmesi umut verici. Değiştirme gücünü elinde bulunduran esas yapı budur. Kadın hareketinde var ettiğimiz örgütlü, sürekli ve politik mücadelemiz diğer mücadele alanlarına örnek olabilir. Bugün işsizlik milyonları umutsuzluğa, geleceksizliğe sürüklüyor. Kadınların hayatlarına dair karar almasının önünde koca bir engel olarak duruyor. Bu yüzden eşitsizlikler karşısında umutsuzluğu yıkmalı, mücadelede buluşmalıyız.