İpek Er'e cinsel saldırıda bulunan ve intihara sürükleyen Musa Orhan hakkında, yargı kararını verdi. Musa Orhan’ın bunca zaman serbest gezmesine izin vermek yetmezmiş gibi, mahkeme heyeti Orhan’ı tutuklamaya dahi gerek görmedi. “Bana bir şey olmaz” diyen Musa Orhan’ı haklı çıkarırcasına her adımda cezasızlık politikası uygulandı, her dönemeçte bir sonraki saldırganın sırtı sıvazlandı. “Tecavüzcüler serbest geziyor diyenler abartıyor” diyen yetkililerin çıtının çıktığını dahi duymadık. Oysa o adliye koridorlarında olup bitenler, yasaların etkin bir şekilde uygulanması için bizim mücadelemize ne kadar ihtiyaç olduğunu topluma bir kez daha gösterdi.
Yaşananlara en başından bakalım.
-Musa Orhan’ın İpek Er’e nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu tespit edildi. Savcılık Musa Orhan için tutuklama istese de mahkeme tutuksuz yargılamada ısrar ederek hukuken hiçbir açıklaması olmayan bir karara imza attı. Mahkeme heyeti Musa Orhan’ın cinsel saldırıda bulunduğuna kanaat getirmesine rağmen Orhan’ı tutuklamadı. Musa Orhan’ın bir suç işlediğini söyleyip tutuklama talebini reddedenler aradaki çelişkiyi görmüyorlar mı?
-Musa Orhan’a karar duruşmasında cinsel saldırı suçunun en alt sınırı olan 12 yıldan hapis cezası verildi. Bu karar “iyi hal” indirimi uygulanarak 10 yıla indirildi. Mahkeme ayrıca “failin kaçma şüphesi bulunmadığı” gerekçesiyle adli kontrol tedbiri uygulayarak Orhan için istenen tutuklama talebini reddetti. Olası cinsel saldırı faillerine, cezasız kalacaklarına ve korunacaklarına dair cesaret verildi. Bundan tam iki yıl önce Kadıköy'deki Las Tesis eyleminde gözaltına alınan kadınlara bile adli kontrol uygulayanlar, İpek Er’i ölüme sürükleyen fail için bundan daha fazla önlem almaya yanaşmadı.
-Fail hakkında verilen “iyi hal indirimi” kararına gerekçe olarak “Geleceği üzerinde olumsuz etki yaratabileceği” gösterildi. Bu kararı adliye salonlarında okuyanlar, “Ya İpek’in geleceği ne olacak?” sorusunu akıllarından geçirmedi. Başka bir çok soruyu akıllarından geçirmedikleri gibi.
Suçu ortadayken hangi yasaya dayanarak Musa Orhan serbest bırakılıyor? Nasıl oluyor da 18 yaşındaki bir kadını intihara sürükleyen Musa Orhan, en ufak bir itirazını dile getirmek için eylem yapmak isteyen herhangi birinden daha tehlikeli görülmüyor? Neden söz konusu bir üniformalının faili olduğu cinsel saldırı davası olunca adli merciler bir anda saldırıya uğrayanın inandırıcılığını sorgulamaya başlıyor? Şatafatlı salonlarda kadına yönelik şiddeti kınayanlar, şiddeti ve cinayetleri böyle mi durdurmayı planlıyor? Failleri cezasızlıkla ödüllendirenler nasıl bir sorumluluğu üstlerine aldıklarının farkında mı? Bize “abartıyorsunuz” diyenlerin bu karara edecek tek bir lafı var mı?
Bugün siyasi iktidar koltuklarında oturanlar ve onların etkisi altında bu kararlara imza atanlar bu soruları kendine sormuyor olabilir. Sormayabilirler, ama bilsinler ki İpek Er gibi onlarca kadının faili cezasız kalmasın diye yılın her günü adliyeleri dolduran; il il, meydan meydan bu soruları soran, yetkilileri bir cevap vermeye mecbur kılan kadınlar var, onların örgütlü gücü var. Hukuksuz kararlara yol açanlar ve imza atanlar, adalet tam anlamıyla yerini bulana kadar bu örgütlü güce ve tüm topluma cevap vermek zorunda kalmaya devam edecek.