“Sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın diye dışladılar.” Türkiye Hentbol Federasyonu’nun daveti üzerine Ankara’da üç gün geçiren 13 yaşındaki Merve Akpınar’ın bu cümleleri, birçok kadının maruz kaldığı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadınların başarılı olmasındaki yolun engellerle dolu olduğunun göstergesi.
Merve, toprağa çizgiler çekilerek oluşturulan derme çatma bir sahada Hentbol oynamanın zorluklarını anlattı. “Hentbolu bırakmayı düşünmüyorum. Ben köyümdeki kız çocuklarının kaderini değiştireceğim” dedi. Eşitsizlik üzerine kurulu olan sistem kadınlara birçok alanda ancak kendi çabaları ile başarılı olabilmeyi dayatıyor.
İmkansızlıklar içinde kazanılan bu başarı birilerini rahatsız etmiş olacak ki Merve hentbola başladığı Konuklu İmam Hatip Ortaokulu’na alınmadı. MEB’in talimatı üzerine yapılan bu engelleme kabul edilmez. Birçok spor kulübü, federasyon ve kamuoyundan Merve’ye tebrik ve destek yağarken bir yandan da lise eğitimi boyunca %100 burs ve spor bursu sağlandı.
Merve’nin de ifade ettiği gibi o yalnızca Merve değil. O; Berfin, Tuba, Fatma... Eşitsizlik ile başa çıkmaya çalışan pek çok genç kadını temsil ediyor. Kadınlara yönelik ayrıştırıcı dil, dışlayıcı ifadeler ve birçok alanda gösterdikleri çabayı küçümsemek, toplum nezdinde bir alışkanlık haline gelmişken bunun son bulması eşitlikçi yaklaşım ile mümkün.
Tepkiler üzerine Şanlıurfa Valiliği bir spor salonu inşa edecekleri haberini duyurdu. Zamanında sosyal hayata ve aktivitelere kazandırılması gereken yüzlerce genç kadın varken bu girişimde geç kalınmıştır.
Bütün genç kadınların hayallerini gerçekleştirebilmesi için eğitim-öğretim olanakları eşit olmak zorunda. Kadınların sporda, sanatta, bilimde gerekli ve yeterli imkana ulaşabilmeleri açısından engeller üretmek, olumsuz eleştirilerde bulunmak yerine eşitlik savunulmalıdır.