İspanya’da 1 yaşındaki Anna ve 6 yaşındaki Olivia babaları tarafından kaçırıldıktan sonra Olivia okyanusta ölü bulundu, Anna ise hala kayıp. Failin, çocukların annesini cezalandırmak için bunu yaptığı söyleniyor. Halk bu olaya karşı günlerce İspanya’nın birçok şehrinde eylem yaptı. Her zaman, her yerde bir çocuk öldürüldüğünde toplum için bu katlanılmaz bir şeydir. Çünkü bu ölümler, tıpkı İspanya’da olduğu gibi, çoğunlukla toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ise ortadan kaldırılabilecek bir şeydir.
Ülkemizde ise böyle birçok çocuk ölümü var. Eylül, Leyla, şüpheli ölümü hala açığa çıkmayan Rabia Naz ve daha nicesi...
Çocuklar, erkeklerin tahakküm kurmaya çalışması sebebiyle öldürülüyor. Çocukları koruyacak olan yasalar, sözleşmeler uygulanmıyor. Tıpkı İspanya halkının Olivia ve Anna için meydanlara dökülmesi gibi biz de Türkiye’de “Eylül, Leyla son olsun” eylemleri yapmıştık.
11 yaşında şüpheli şekilde ölen Rabia Naz’ın ölümü 3 yıldır açığa çıkarılmıyor. Bunu yapabilecek yetkililer, açığa çıkarmıyor hatta olayın üstünü örtmeye çalışıyor. Rabia Naz’ın ailesiyle birlikte eylemler yaptık, yaptığımız her eylemde adını andık. Şüpheli ölümünü açığa çıkarmak için mücadelemiz devam ediyor.
Leyla’nın davasında AFAD ekiplerinin Leyla’nın sesini duyduğu ancak failin “duyulursa beni öldürürler” demesi üzerine konuşmadığı ileri sürüldü. Bu iddiaların arkasındaki gerçeklerin hepsi ortaya çıkarılmalıdır. Leyla’nın kurtulabilme ihtimali varken kurtulmadı mı?
Bu hafta Antalya’da bir kız çocuğunun parktaki bir taşa “yaşım 12, tecavüz edildim, yardım edin” yazdığı ortaya çıktı. Failin 55 yaşındaki komşusu olduğu tespit edildi. Sesini taşa yazarak duyurmak isteyen, istismara uğrayan bu kız çocuğunun, öldürülen onca çocuğun hesabını kim verecek? Sorumlular kim? Cevabı Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Lanzarote Sözleşmesi’ni, anayasayı, yasaları uygulaması gerekirken etkin uygulamayan yetkililerdir. Siyasi çıkarları uğruna çocukların geleceğini ellerinden alanlardır.
İspanya’da da, Türkiye’de de dünyanın her yerinde kadın hareketi büyüyor. Bir kadın cinayeti olduğunda, bir çocuk öldürüldüğünde tüm toplum ayaklanıyor. Yasaları uygulamayanlara karşı ayaklanacaktır, toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeyen yetkililere karşı ayaklanacaktır. Bu geri dönülemez bir durumdur, çünkü tüm dünyada kadınlar bilinçlenmekte ve mücadele etmekte. Tıpkı iddia doğruysa AFAD ekiplerinin Leyla’yı kurtarabileceği gibi, her çocuk cinayeti ve her kadın cinayeti de önlenebilir.
İspanya’daki eylemlerde kayıp çocukların ismini sayan herkese selam olsun. Eylemlerimizde öldürülen, şüpheli ölümü açığa çıkartılmayan, bedenine ulaşılamayan nice kadının ve nice çocuğun ismini sayıyoruz. Sayarken hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Saydıkça öfkemiz büyüyor.
Dünyanın her yerinde ne zaman bir kadın öldürülse, bir çocuk öldürülse ya da istismara uğrasa biz onun sesini duyacağız. Duymak istemeyenlere de duyuracak, yasaları uygulatacağız. Yeterli yasa yoksa var edeceğiz. Bir gün kadın cinayetleri duracak, çocuklar öldürülmeyecek. Bunu günlerce meydanları dolduran İspanya halkından anlıyoruz, kendi mücadelemizden biliyoruz. Leyla, Eylül, Olivia, Anna… bu cinayetler bir gün son bulacak.