Yaklaşık bir yıl önce Twitter’da herkesin konuştuğu bir tag vardı: #MusaOrhanTutuklansın. Sonuna “tutuklansın” gelen bir tagi her gün mutlaka görüyoruz. Gözaltı, tutuklanma, denetimli serbestlik, haksız tahrik indirimi… Toplumun çoğunluğu bir hukukçu kadar biliyor bu kavramları. Çünkü cinsel saldırı, kadın cinayetleri gibi nice suç için avukatlığa bürünmemiz gerekiyor. Cezasızlık politikalarına karşı hak arayışı yürütüyor toplum. Özellikle cinsel saldırı, cinsel istismar ve kadın cinayeti faillerine karşı yürütülen cezasızlık politikaları toplumda infial yaratıyor. Ve gerçekten bu infialden sonra ceza alıyor failler. Günlerce TT listesinde kaldıktan sonra tutuklandı Musa Orhan. Kısa bir süre sonra ise serbest kaldı.
Nitelikli cinsel saldırıdan yargılanan bir sanığın tutuksuz yargılanmasına toplum elbette tepki gösteriyor ve gösterecektir. Tıpkı şüpheli kadın ölümlerinde şüphelilerin serbest kalmasına, soruşturmanın etkin yürütülmemesine tepki gösterdiği gibi.
Tutuksuz yargılanan failler kendini öyle güçlü görüyor ki ona tepki gösterenlere dava açabiliyor. Hem de bu davayı sessiz kalmayan, tanınan bir sanatçıya açarak Musa Orhan hakkında konuşulmasını engellemeye çalışıyor avukatı. Çünkü asıl gücün bu olduğunu biliyor, neticede tutuklanması bile halkın tepkisiyle oldu. Dava bile açılmayacaktı belki.
İntihara sürüklenen İpek Er arkasında bıraktığı mektupta cinsel saldırıya uğradığını, ölüm tehdidi aldığını beyan etmiş “Ben ne ölüyüm ne sağım” demişti. Biz kadınlar bunun ne anlama geldiğini çok iyi anlıyoruz. Ancak nice şüpheli kadın ölümü şüphelisi, kadın cinayeti faili hayatına özgürce devam ediyor. Yasalar var diyor Musa Orhan’ın avukatı. Peki bu yasalar İpek Er ve nice kadın için neden uygulanmıyor? Yaşam hakkından daha üstün bir hak mı var?
O yasaları kadınlar için de uygulatacağız. Cezasızlığa sessiz kalmayan Ezgi Mola tek değil. Nitekim Ezgi Mola'nın ardından önce 16 ünlü hakkında, daha sonra 8 ünlü hakkında daha suç duyurusunda bulunuldu. Bilsinler ki 16 bin kişi hakkında daha suç duyurusunda bulunsalar yine yetmez, toplum bir nitelikli cinsel saldırı davasının etkin ve şeffaf yürütülmesi için sesini çıkarmaya devam edecek.
İpek Er’i hayata döndürebilecek bir hukuk yok ama onun için adaleti sağlayacak örgütlü mücadelemiz var. Kadın cinayetlerine sessiz kalmayan bir toplum var. #EzgiMolaYalnızDeğildir taginin günlerce gündemde kalmasının sebebi de toplumun cezasızlığa gösterdiği tepkidir. Toplumu sindirmeye, susturmaya çalışanlar bilsin ki bir kere gelişen toplum artık susmayacaktır. Örgütlü mücadelemizle var ettiğimiz kazanımlarımız bir adım bile geriye dönmeyecek. İpek Er için, tüm kadınlar için, tüm eşitsizliklere karşı; anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygulatacağız.