Kürtaj Haktır!

Irmak Sertçelik'in bloğumuz için yazdığı yazıyı yayınlıyoruz. 

***

Kürtaj hakkı dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan herhangi bir kadının düşünmek, protesto etmek zorunda kalmaması gereken bir haktır. Yakın zamanda yine de özellikle Amerika’da protestolara neden oldu. Kürtaj hakkına yönelik saldırıların bizim ülkemizde de gündem olması gerekirken n konunun üzeri örtülüyor.. Ülkemizde kadınların gizli bir şekilde yaptırmak zorunda kaldıkları kürtajla ilgili tabular en kısa sürede yıkılmalıdır.

Gündemdeki Amerika protestoların geçmişi 2021 yılında kabul edilen Teksas Kalp Atışı yasasına dayanıyor.ürtaj yaptıranlar ya da yapımını kolaylaştıranlar 10.000 Amerikan doları para cezasına çarptırılmasının önü açılmıştı.. Teksaslı kadınların daha hamileliklerinin farkına bile varmadan, yani ceninin ilk kalp atışının duyulmasından sonra gebeliğe son vermesi bu yasayla kısıtlanmış,kürtaj yaptırmak zorunda kalanlar başka eyaletlere yönlendirilmişti. O dönemde kadınlar tarafından birçok protesto yürüyüşü yapıldı ve tabi ki protestoculara karşı oluşumlar da ortaya çıktı. Bunlardan biri Texas Right to Life. Her görüş kendi karşıt görüşünü yaratır. Kürtaj hakkına karşı din adamları, sağ görüşlü politikacılar, anti-feminist topluluklar hep bir arada bulunmuş ve bulunacaktırlar.

Amerika’nın yanı sıra ülkemizde de durum çok farklı değil. Türkiye’de kürtaj yasal fakat fiilen yasak. Yasa, eğer cinsel saldırı sonucu hamile kalındıysa 20 hafta, normal gebelikse 10 haftadan sonra kürtajı yasaklıyor. Yapılan araştırmalar, ülkedeki kötü ekonomik tablo nedeniyle, kadınların özel hastanelerin önünden bile geçemediğini ve merdiven altı muayenehanelere gitmek zorunda kaldıklarını açıkça gösteriyor. Kadın işsizliğinin çok fazla olduğu, toplum baskısının gitgide körüklendiği ülkemizde, kadınların toplumdan dışlanmak, ailesi tarafından şiddet görmemek için kendi hayatlarını tehlikeye atmaktan çekinmedikleri görülüyor. Böyle bir atmosferde devlet hastanelerin kürtaj yapmaması, bakanlık yasaklıyor demesi, özel hastanelere yönlendirmesi, özel hastanelerin ise geçirilen ay başına para alması, kapitalizmin ve eril toplumun kadınların üzerinde oluşturduğu baskının en büyük göstergesidir. “Tecavüze uğrayan kürtaj yaptırmasın, gerekirse devlet bakar”, "Tecavüzcü kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur" sözleriyle kadın düşmanı ideolojileri benimseyen hükümet, dini kullanarak kadınların üzerindeki toplum baskısını artırmak niyetindedir. Kadın erkek eşitliğine inanmayan, kadının evin süsü olduğunu düşünen, kadınları sadece anne ya da eş olarak gören zihniyete karşı kadınlar ve LGBTQİA+ bireyler olarak tek yumruk olup direnmekten ve kazanmaktan başka çaremiz yoktur.

Son olarak, ABD’de Kalp Atışı yasasını takibenkürtaj hakkını güvence altına alan yasanın da kaldırılması tüm dünya kadınları için bardağı taşıran son damlalardan biri olmuştur. Sistem değişmedikçe, kadınları ilgilendiren konular hakkında kadınlar olmadan karar veren politikacılar ve din adamları her zaman olacaktır. Önemli olan mücadeleyi bırakmayıp gericiliğe karşı direnmektir! 

Irmak Sertçelik