6. yargı paketiyle birlikte önümüze geleceğini tahmin ettiğimiz nafakanın süreye tabi tutulması konusundaki taslak tamamlandı. Yeniden göreve gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile birlikte önümüze gelen taslak şunları içeriyor: “2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 yılın altındaki evliliklerde 7-8 yıl, 5 ile 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl nafaka verilmesi planlanıyor. Süre sonunda nafaka alan kişinin maddi olumsuzlukları devam ederse ‘ara süre’ uygulanacak ve 2-3 yıl daha nafaka ödenecek.’’ Süreli nafaka kadınlar açısından ne ifade ediyor ve ne tür tehlikeler oluşturur bunu konuşalım.
Bozdağ’ın Yapacakları Gelişinden Belliydi
Eski dönemlerde Adalet Bakanı olarak görev yapan Bekir Bozdağ, geçtiğimiz ayın sonunda cumhurbaşkanı kararıyla tekrar Adalet Bakanlığı görevine atandı. Bekir Bozdağ önceki dönemlerde adalet bakanıyken kadınlar ve çocuklar açısından tehlikeli hamlelerde bulunmuştu. Mecliste 2015 yılında “Boşanmaları Araştırma Komisyonu” kuruldu. Bozdağ, dönemin adalet bakanıyken komisyona “süreli nafaka ve bununla birlikte arabuluculuğu, boşanma davalarının gizli duruşma şeklinde yapılması, ‘Kadının beyanı esastır’ ilkesinden dolayı 6284’ün revize edilmesi, çocukların istismara uğradığı kişilerle evlendikleri durumlarda istismarcılara af gelmesi” gibi çeşitli önerilerde bulunmuştu. Ayrıca bakanlığın, 1 Haziran 2005 yılında Türk Ceza Kanunu’na giren “kadına yönelik şiddetin kamu davası olmasına” yönelik ibarenin kaldırılması yönünde çalışma yaptığını açıklamıştı. Kadına yönelik şiddetin bireysel bir konu değil, toplumsal bir konu olduğunu öne çıkaran bu ibareye de saldıran Bozdağ’ın o dönemki tüm hamleleri kadın hareketinde yürütülen mücadele ile geri püskürtülmüştü. Bu çalışmalar çeşitli dönemlerde tekrar gündeme getirilse de karşılaşılan tepkiler sonucunda uygulamaya geçirilememişti. Bekir Bozdağ’ın bakanlık görevine atanmadan önceki bakanlar toplantısında süreli nafaka konusunda “Hakim takdir yetkisi kullansın” denmişti. Kendisi adalet bakanıyken süreli nafakayı gündeme getiren Bozdağ göreve yeniden atanınca bu konuda taslak hemen hazırlandı. Elbette Bozdağ ile birlikte bu konunun gündeme gelmesi ve uygulamak için çalışmaya başlanması tesadüf değil. 2016 yılında Bozdağ’ın komisyona sunduğu önerileri gerçekleştirmek için çeşitli hamleler yapan siyasi iktidar, aynı amaçla Bozdağ’ı yeniden göreve getirdi. Siyasi iktidar bazı kesimlerin oyu için kadınların kazanılmış haklarına saldırıyor, aynı zamanda çocuk istismarcılarına da affın önünü açmaya çalışıyor.
Süreli Nafaka Eşitsizliği Görmezden Gelmektir
Nafakanın tartışmaya açılmasıyla birlikte “Nafaka Kimin Sorunu?” başlıklı bir yazı yayınlamıştık. Nafakaya yönelik tartışmaları o yazıda detaylıca değerlendirmiştik. Bugün ise “süreli nafaka” ile ilgili hazırlanmış bir taslak önümüze geldi. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden dolayı kadınlar hayatlarında birçok sorunla karşılaşıyor. Erkek egemenliğinin dayattığı kalıpları reddeden birçok kadın, evli olduğu erkekten şiddet görüyor. Ekonomik gücü yoksa nafakanın vereceği güçle kadınlar boşanma kararı alabiliyor. Cüzi miktarda da olsa baskıyla, şiddetle yaşamamak için nafaka kadınlar açısından bir destek oluyor. Erkeklerin türlü oyunlarla nafaka ödememek için çeşitli hamlelerde bulunması, verilere göre nafakanın %66 oranında ödenmiyor oluşu, umutsuzluk ortamı yaratıyor. Bunun üzerine kimi zaman kadınlar nafaka haklarından bile feragat edebiliyorlar. Bir de bugün nafakanın süreli olması, şiddet görse de, istemediği hayatı yaşasa da kadınları boşanma kararından uzaklaştırabilir. Bu da kadınların istemedikleri bir hayata mahkum edilmeleri anlamına gelir.
“Süreli nafaka” taslağı hazırlayan yetkililerin bu konuda fayda-zarar dengesi göz etmedikleri çok bariz. Evliyken toplumsal roller yüzünden hayatı kıskaca sokulan bir kadın için boşanmak kolay bir karar değil. Boşanmak, tamamen erkek egemen bir yapının içerisinden ayrılıp; zar zor imkanlarla kendi ayaklarının üzerinde durabilmek demek. Aile bireylerinin ve akrabaların kötü sözlerine maruz kalmak demek. Yeni bir düzen demek. Boşandıktan sonra kadın için bu düzeni kurmak kolay değil. Çalışmak istese ülkedeki kadın istihdamının azlığı çok zor iş bulmasına sebep olacak. Diyelim ki iş buldu. Küçük çocuğu varsa ona kim bakacak? Ülkede devlet ücretsiz kreş desteği sağlamıyor. Verilere göre 6284 kapsamında 2016 yılında 55 bin kadından sadece 6’sına ücretsiz kreş desteği sağlanmış. Bu yüzden kadınlar, 3-5 yıl içerisinde hayatın olağan akışında standartlarına kavuşamazlar. Erkek için boşandıktan sonra hayat böyle değil. Evliyken çalıştırılmadığı ya da çeşitli imkanlarla iş bulamayan kadın karşısında erkek işine gitmeye devam edecek. Toplum tarafından ayıplanmayacak. Yetkililer kadının boşanıp yeni bir hayata geçişinde süreli nafaka taslağı hazırlarken toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin varlığını göz önünde bulundurmadılar mı? Onlar görmezden gelse de eşitsizlik gerçektir ve çok derindir. Çözüm süreli nafaka değil; toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için politika üretmektir.
Süreli nafaka, bazı tartışmalar üzerine önümüze geldi. Örneğin “1 yıl evli kaldım, ömür boyu nafaka ödemek zorunda bırakılıyorum” diyen erkekler var. Çeşitli durumlarda kendilerini “nafaka mağduru” diye gösteren erkekler. Medeni Kanun’da nafakanın ne koşullarda verileceği ve nafaka ödemenin nasıl sonlandırılacağı açıkça belirtilmiştir. Kanun, erkeklerin eli kolunu bağlamış gibi davrananlar, haklı olduklarını düşündükleri gerekçelerle mahkemeye başvurabilirler. Ayrıca bakanlığın verilerine göre evlilik süresince ilk bir yıl içerisinde boşanma oranı %2,6. Yani küçük bir kesimin maddi geçerliliği olmayan ifadeleri milyonlarca kadının hakkına saldırıya yol açabiliyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesinden sonra Medeni Kanun içerisindeki nafakanın süre ile sınırlandırılmasına yönelik taslak hazırlandı. Bu, kadınların kazanılmış diğer haklarına da saldırılabileceğini gösteriyor. Bozdağ’ın yıllar önce komisyonda “6284’ün revize edilmesi”ne yönelik önerisinden, kadına yönelik şiddetin “kamu davası” olmaktan çıkarılmasına kadar çeşitli haklarımıza da saldırılabilir. Çocukların istismarcılar ile evlendirildikleri zaman istismarcılara af gelmesine yönelik yasa da yeniden gündeme gelebilir. Medeni Kanun, 6284, imza geri çekilmiş olsa da İstanbul Sözleşmesi… Tüm haklarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Süreli nafaka taslağını yırtıp atacağız.